Haberler

PROF. DR. HASAN ATİLLA ÖZKAN:“OTOLOG KÖK HÜCRE NAKLİ, DOĞRU HASTAYA UYGULANDIĞINDA MS’İ KONTROL ALTINA ALMA ORANI DAHA YÜKSEK”

Türkiye’de yaklaşık 85 bin kişiyi etkileyen Multipl Skleroz (MS) hastalığına karşı kullanılan atakları azaltmaya ve engelliliği önlemeye yönelik çok sayıda etkili tedavi yöntemleri bulunuyor. Konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler veren Nörolog Prof. Dr. Serkan Demir ve Hematolog Prof. Dr. Hasan Atilla Özkan, erken teşhisin önemine vurgu yaparak ülkemizde de uygulanan tedavilerle ilgili önemli ayrıntılar aktardı.

Multipl Skleroz (MS), merkezi sinir sistemini etkileyen, bağışıklık sisteminin vücudun kendi sinir hücrelerine saldırmasıyla oluşan kronik bir nörolojik hastalıktır. Sinir hücrelerinin etrafındaki “miyelin kılıf” hasar görür, bu da beyin ve omurilikten vücuda iletilen sinyallerin aksamasına yol açar.

Türkiye’de yaklaşık 85 bin MS hastası var

MS hastalığında D vitamini eksikliği, sigara kullanımı, Epstein-Barr virüsü ile geç yaşta enfekte olunması gibi çevresel faktörlerin riski artırdığını belirten Nörolog Prof. Dr. Serkan Demir, şunları söyledi:

“Kadınlarda erkeklere oranla yaklaşık 2-3 kat daha sık görülmektedir. Bu dağılım bağışıklık sisteminin kadınlarda daha aktif çalışmasından kaynaklanabilir. Sağlık Bakanlığı ile ortak yapmış olduğumuz çalışmalar sonucu Türkiye’de yaklaşık 85 bin MS tanılı hasta bulunmaktadır. Ancak henüz tanı almamış, özellikle hafif veya sinsi başlangıç gösteren klinik formlar nedeniyle fark edilmeyen hasta sayısının da kayda değer olduğu düşünülmektedir.”

Prof. Dr. Demir: “Geciken tedavi, kalıcı nörolojik engelliliğe neden olabilir” 

“Erken dönemde başlanan tedavi, hastalığın beyin ve omurilikte kalıcı hasar bırakmasını engelleme açısından çok kritiktir. Geciken tedavi, kalıcı nörolojik engelliliğe neden olabilir” bilgisini aktaran Prof. Dr. Demir, baş ağrısı, geçmeyen uyuşmalar, tek taraflı görme kaybı gibi semptomların göz ardı edilmemesi gerektiği uyarısını yaptı. Prof. Dr. Demir, görme bozuklukları, kas güçsüzlüğü, uyuşma, dengesizlik, yorgunluk, idrar problemleri, hafıza ve konsantrasyon bulgularıyla kendini gösteren MS hastalığında genetik yatkınlığı olan bireylerin, özellikle de 20-40 yaş arası genç yetişkinlerin risk altında olduğunu belirtti. 

MS riskini azaltmak mümkün mü?

MS hastalığının kesin bir tedavisinin henüz olmadığını belirten Prof. Dr. Demir, hastalığın seyrini yavaşlatan, atakları azaltan, engelliliği önlemeye yönelik çok sayıda etkili tedavi seçeneği olduğunu da sözlerine ekledi.

“MS tanısında son 10 yılda manyetik rezonans görüntüleme (MRI) teknikleri çok gelişti. Lezyonların dağılımı, büyüklüğü ve yeni lezyon oluşumu artık çok daha net takip edilebiliyor. Ayrıca kanda veya beyin omurilik sıvısında (BOS) bakılan biyobelirteçler tanıya yardımcı olarak kullanılmaya başlandı” bilgisini veren Prof. Dr. Demir, hastalığı önlemede henüz kesin bir yöntem olmadığını ancak D vitamini takviyesinin, sigaradan uzak durmanın ve bazı viral enfeksiyonlara karşı korunmanın riski azaltabileceğine dair çalışmaların bulunduğunu açıkladı.

Prof. Dr. Demir: “Otolog kök hücre nakli ile ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz”

MS hastalığında uygulanan Otolog hematopoietik kök hücre nakline (AHSCT) yönelik açıklamalar yapan Prof. Dr. Demir, “Bu yöntem özellikle tedaviye dirençli ve agresif seyreden relapsing-remitting MS olgularında uygulanmaktadır. Uygulama öncesi hastanın hastalık aktivitesinin MRI ve klinik olarak yüksek olması, buna karşın ilaçlara yanıt vermemesi temel kriterdir. Ancak bu yöntem her hasta için uygun değildir ve komplikasyon riskleri içerdiği için mutlaka multidisipliner bir ekip tarafından seçilen hastalarda uygulanmalıdır. Türkiye’de de az sayıda merkezde bu tedavi yapılmakta olup dernek olarak bu alanın gelişmesi adına klinik eğitimler ve hasta bilgilendirme çalışmaları yapmaktayız” şeklinde konuştu. 

Prof. Dr. Özkan: “Otolog kök hücre nakli doğru hastaya uygulandığında MS’i kontrol altına alma oranı daha yüksek”

Otolog kök hücre naklinin hastanın kendisinden toplanan kök hücrelerin daha sonra kendisine bazı tedaviler eşliğinde geri verilmesi yoluyla gerçekleştiği bilgisini veren Hematolog Prof. Dr. Hasan Atilla Özkan ise konu ile ilgili ayrıntılı bilgiler aktardı:

“Otoimmün hastalıklar arasında yer alan MS, otolog kök hücre naklinin kullanıldığı en sık nörolojik hastalıktır. Otolog kök hücre nakli ile hastanın bağışıklığının sıfırlanıp tekrar yenilenmesi ve yenilendiği zaman da bir immün tolerans elde edilerek bundan faydalanılması hedefleniyor.”

MS hastalığının tedavisinde otolog kök hücre nakli uygulamasının ABD’deki merkezlerin öncülüğüyle başladığını, son 10 yıldır da oldukça kullanılan bir yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, “Hasta seçimi iyi yapılırsa diğer alternatif tedavilere göre hastalığı kontrol altına alma oranının çok daha yüksek olduğu görüldü. Avrupa’dan sonra Türkiye’de de farkındalık arttıkça uzman hekimlerin başvurduğu ve hastaların talep ettiği bir yöntem haline geldi” açıklamasını yaptı. 

Hangi hastalarda daha etkili?

MS ‘in dört klinik formu olduğu bilgisini aktaran Prof. Dr. Özkan, kök hücre naklinin MS’in özellikle ataklar halinde seyreden formu ve bu atakların sıklaşarak yavaş yavaş bir kronik hal alan formunda, diğer tedavilere dirençli olanlara nazaran daha etkili olduğunu sözlerine ekledi.

“Hangi hastalarda daha yararlı olacağıyla ilgili son 10 yıldır yapılan meta analizler var. Bunlara bakıldığı zaman özellikle 45 yaşın altında olan ve bu saydığım iki formda olan vakalarda daha etkili. Bir de bu uygulama yürüme mesafesiyle ilgili bir test olan EDSS skorlamadaki sonucu dört ve altında olanlarda yapılabiliyor. Yine meta analizlerde, tanıdan itibaren nakle kadar geçen sürenin 10 yılın altında olduğu vakalarda daha etkili olduğu gösterilmiş. Günümüzde bunların yanında nöroloji uzmanlarının bir diğer kriter olarak kabul ettiği şey ise tedavide kullanılan hastalığı modifiye edici ilaçlara bağımlılık ya da direnç olarak geçiyor. Bu tedavilere yanıtsızsa orta evrelerdeki hastalara otolog kök hücre nakli önerilir.”

“Otolog kök hücre nakli Türkiye’de de uygulanıyor”

Belirtilen kriterler kapsamında ve bir nöroloji uzmanının da olduğu bir kurul raporu onayıyla beraber değerlendirildiğinde hasta onamı alındıktan sonra bu uygulamanın SGK tarafından geri ödeme kapsamında olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, “Türkiye’deki hekimler olarak gelişmeleri çok yakından takip ediyoruz ve aynı zamanda devletimiz birçok ülkeye göre erken safhalarda geri ödemeye alabiliyor. Ancak bu konudaki farkındalığın artması gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Otolog kök hücre nakli süreci nasıl işliyor?

Nakil sürecinden önce hastanın mental ve fiziksel uygunluğuna dair muayene ve laboratuvar tetkikleri yapıldığını belirten Prof. Dr. Özkan, sözlerine şöyle devam etti:

“Hastada uygunluk varsa ilikteki kök hücreleri kana karıştırmak için bazı ajanlar uyguluyoruz. 5 gün sonra damardan özel bir cihaz yardımıyla kök hücreleri ayrıştırarak yopluyoruz. Bu ilikteki kök hücreleri kana karıştırırken kullanılan bazı ajanlar doğal olarak iliği de çalıştırdığı için kemik ağrısı yapma potansiyeli var ama kullandığımız ağrı kesicilerle ağrıları %90 oranında kontrol altına alabiliyoruz. Kök hücre naklinden önce ise hastaya bağışıklık sistemini sıfırlayacak bir tedavi uyguluyoruz. Bu uygulama hastanın bağışıklığını sıfırladığı, iliğini temizlediği için nakilde infüze edilen kök hücreler gidip bu bölgeye yerleşiyorlar. Böylece hastanın immün sisteminde yeni bir sayfa açmış oluyoruz.”

İmmün sıfırlama işleminden nakle kadar geçen 2 haftalık sürenin kritik olduğunu belirten Prof. Dr. Özkan, “Kök hücre naklinden sonraki 2 haftada ise naklettiğimiz hücrelerin kana karışmasını ve belli bir seviyeye gelmesini bekliyoruz. Nakil esnasında kullandığımız ilaçların bağışıklık düşürücü etkilerinden dolayı hastaların ilk altı ay enfeksiyondan korunmaları ve takiben yeni doğmuş bir bebek gibi koruyucu aşılarını yaptırmaları gerekiyor” diyerek otolog nakli için hastanın kronolojik değil fizyolojik yaşına göre değerlendirme yaptıklarını da sözlerine ekledi. Günümüzde hastalıkların hem tedavisinde hem de kontrol altına alınmasında önemli aşamalar kaydedildiğini vurgulayan Prof. Dr. Özkan, “MS de bunlardan bir tanesi. Bu nedenle her MS hastasının otolog kök hücre nakli ile ilgili bir uzman görüşü almasında fayda olduğunu düşünüyorum” şeklinde konuştu.

Yorumlar