Yaşlanmanın bir hastalık olabileceği aklınıza gelir mi? Bilim dünyası son yıllarda bu sorunun yanıtını arıyor; yaşlanma bir hastalık mı yoksa önlenebilir bir süreç mi? Yaşlanmanın herkeste farklı bir süreçle ilerlediğini söyleyen Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, yaşlanmanın arkasındaki sebepleri ve bilimsel olarak yaşlılığa karşı neler yapılması gerektiğini anlattı.
NEDEN YAŞLANIYORUZ?
Hücrelerin yenilenme kapasitesinin azalması, DNA hasarlarının birikmesi, metabolik süreçlerin yavaşlaması ve dokuların esnekliğini kaybetmesi gibi faktörlerin yaşlanmanın temel taşlarını oluşturduğunu belirten Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, bu sürecin herkes için aynı hızda veya şekilde ilerlemediğini; genetik, yaşam tarzı, çevre ve stres gibi faktörler, yaşlanmanın seyrini büyük ölçüde etkilediğini söylüyor.
YAŞLANMANIN 5 NEDENİ
1.DNA Hasarı ve Telomer Kısalması: Hücre bölünmesi sırasında DNA’da biriken hasarların ve telomerlerin (kromozom uçlarındaki koruyucu yapılar) kısalmasının hücrelerin yenilenme kapasitesini azalttığını belirten Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, tüm bunların yaşlanmayla ilişkili hastalıkların (örneğin, kanser veya kardiyovasküler hastalıklar) temel nedenlerinden biri olduğuna dikkat çekiyor ve bilim dünyasında gerçekte telomer kısalmasının bir neden değil sonuç ya da gösterge olduğu görüşünün hakim olduğunu ifade ediyor.
2. Oksidatif Stres: Hücrelerdeki serbest radikallerin birikimi, proteinlere, lipitlere ve DNA’ya zarar veriyor. Mitokondrilerin enerji üretimindeki verimsizlik, bu süreci hızlandırıyor ve yaşlanmayı tetikliyor.
3. Kronik İnflamasyon: Yaş ilerledikçe, düşük seviyeli kronik inflamasyon (“inflammaging”) artıyor. Bu, Alzheimer, artrit ve diyabet gibi yaşa bağlı hastalıklarla ilişkilendiriliyor.
4. Hücresel Yaşlanma (Senescence): Hücreler, belirli bir stres eşiğine ulaştığında bölünmeyi durduruyor ve “senescent” hale geliyor. Bu hücreler, çevre dokulara zarar verebilecek inflamatuar sinyalleri salgılıyor.
5. Epigenetik Değişiklikler: Gen ifadesini düzenleyen epigenetik mekanizmalar, yaşla birlikte değişiyor. Bu, hücrelerin normal işlevlerini sürdürme yeteneğini de etkiliyor.
ARTIK TIP KİŞİSELLEŞTİRİLİYOR. NASIL MI?
Yaşlanmanın biyolojik ve evrimsel temelleri çözüldükçe kişiselleştirilmiş tıp ile yaşlanma sürecinin yönetilebilir olduğuna dikkat çeken Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, “Bu süreç organların tek tek sağlığından çok, yaşama bütüncül bakmayı gerektirir. Bunun için her bireyin kendi sağlık yönetimi için planlar oluşturması ve uygulamaya koyması, bu süreçte aktif katılım sağlaması oldukça önemlidir. Bu nedenle her birey ayrı olarak değerlendirilmeli” diyor.
BU BASİT ADIMLARLA YAŞLILIĞA KARŞI KOYUN!
Kişiselleştirilmiş tıp bağlamında her yaklaşımın genetik yatkınlıklar da incelenerek kişiye özel olması gerektiğini vurgulayan Tıbbi Genetik Uzmanı Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, herkes için geçerli olabilecek yaşlılık karşıtı tavsiyelerini 5 basit ve etkili maddede özetliyor.
Beslenme ile hücresel sağlığı destekleyin.
Araştırmalar, belirli beslenme alışkanlıklarının hücresel yaşlanmayı yavaşlattığını gösteriyor: Sebze, meyve, tam tahıllar, zeytinyağı ve balık gibi omega-3 açısından zengin gıdalar, oksidatif stresi ve kronik inflamasyonu azaltıyor. 2018’de The Lancet’te yayınlanan bir çalışma, Akdeniz diyetinin kardiyovasküler hastalık riskini %30 oranında azalttığını gösterdi. Yaban mersini, ıspanak, ceviz ve bitter çikolata gibi antioksidan açısından zengin gıdalar, serbest radikallerin neden olduğu hücre hasarını önlüyor. Özellikle C ve E vitamini ile polifenoller bu süreçte etkili oluyor. Hayvan çalışmalarında, kalori alımının %20-30 azaltılması ömrü uzatmış ve yaşa bağlı hastalıkları azalttığı gösterildi.
Egzersiz ile vücudu ve zihni güçlendirin.
Fiziksel aktivite, yaşlanmaya bağlı kas kaybı (sarkopeni) ve bilişsel gerilemeyi önlemede kritik bir rol oynuyor. Journal of Aging and Physical Activity’de yayınlanan bir meta-analiz, düzenli egzersizin yaşlı bireylerde fonksiyonel kapasiteyi %20 artırdığını gösteriyor.
Uyku ile hücresel onarımı tetiklemek elinizde.
Uykunun yaşlanmayı yavaşlatmada kritik bir faktör olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, “Yetersiz uyku, yaşlanmayı ve inflamatuar süreçleri tetikler. Sleep dergisinde 2020’de yayınlanan bir çalışma, düzenli 7-9 saat uykunun bilişsel işlevleri koruduğunu ve demans riskini azalttığını gösterdi” diyor.
Stresi yöneterek kronik inflamasyonu azaltın.
Kronik stres, kortizol seviyelerini artırarak inflamasyonu ve yaşlanmayı hızlandırıyor. Nature Reviews Immunology’de yayınlanan bir makale, stresin bağışıklık sistemini zayıflatarak yaşa bağlı hastalıkları tetiklediğini vurguluyor. Örneğin; günde 10-15 dakika meditasyon, stres hormonlarını azaltarak zihinsel dayanıklılığı artırmaya yardımcı oluyor. Aile ve arkadaşlarla geçirilen zaman da duygusal sağlığı güçlendiriyor ve stresle başa çıkmayı kolaylaştırıyor.
Bilişsel Sağlığı Destekleyin.
Bilişsel gerilemenin yaşlanmanın en büyük endişelerinden biri olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Gözde Yeşil Sayın, “Ancak, beyin plastisitesini destekleyen aktiviteler bu riski azaltabilir. Neurology dergisindeki bir çalışma, bilişsel olarak uyarıcı aktivitelerin Alzheimer riskini %30 oranında azalttığını gösterdi” diyor.
- Satranç, bulmaca veya yeni bir dil öğrenmek gibi aktiviteler beyin sağlığını korur.
- Yeni beceriler veya hobiler edinmek, nöronal bağlantıları güçlendirir.
- Grup etkinlikleri, bilişsel ve duygusal sağlığı destekler.