Perde Arkasındakiler

İPEK CANSEVER: İŞLER KÖTÜ GİDERKEN PES ETMEM, UMUDUMU ASLA KAYBETMEM

Menarini Türkiye’de kardiyoloji branşında Ürün Müdürü olan İpek Cansever ile kariyer yolculuğunu, işine olan tutkusunu, ekip ruhunu ve hayat felsefesini konuştuk.

Öncelikle sizi tanımak isteriz, kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Ben İpek Cansever. 2016’da Koç Üniversitesi Ekonomi bölümünden mezun oldum; aynı zamanda Medya ve Görsel Sanatlar bölümünde yandal yaptım. Altı senedir Menarini Türkiye’deyim. Akut pazarda ürün müdürlüğüyle başlayan serüvenim, 2025 itibarıyla kronik pazarda, kardiyoloji ve iç hastalıkları alanına taşındı. Arkadaşlarım, enerjisi yüksek; insan ilişkilerinde sıcak ve samimi biri olduğumu söyler. İnşallah öyleyimdir. Her şeye olumlu yönden bakmayı tercih ederim. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiyim. Ben, o kalabalık aileden hep çok keyif aldım; büyük toplulukların parçası olma, paylaşma alışkanlığımı iş hayatımda da sürdürüyorum ve bundan çok büyük keyif alıyorum. En sevdiğim özelliğim: kolay pes etmem, iş seçmem ve samimiyete inanırım. Kalp yalan söylemez. 🙂 İnsan, neyin samimi neyin yapmacık olduğunu çok kolay anlıyor; ben değil, herkes anlıyor.

İlaç sektörüne geçiş hikayeniz nasıl başladı?

İlaç sektörüne geçişim biraz tesadüftü aslında… Bildiğim tek şey, değerlerime uygun, global ve kariyer yollarımı destekleyecek bir şirkette yoluma devam etmekti. Ancak işe başladıkça ve gün geçtikçe Menarini’de olmayı daha çok sevdim. Tavsiye ederim yani arkadaşlara 🙂

Bu işi yapmıyor olsaydınız ne yapmak isterdiniz?

Medya ve reklamcılık. Kendimi yazılı, sözlü ifade edebileceğim, insanlarla daha çok iletişim içinde olabileceğim bir şey isterdim.

Sektöre yeni girmek isteyen ya da girenlere önerileriniz var mı?

Ben de hala kendimi yolun başında görüyorum. Bunun sabırla yürünmesi gereken bir yol olduğunu düşünüyorum. Kendime de herkese de bunu tavsiye edebilirim. Sabırlı ve dayanıklı olmak bu yolculukta en önemli değerlerden biri diye düşünüyorum.

“Hayatta ilham aldığınız bir kişi ya da
bir söz var mı?

Ruhun şarkı söylerse, hayat seni mutlaka dansa kaldırır.”

Rakiplerinize buradan rekabeti tatlılaştıracak bir şey söylemek ister misiniz?

Etik kurallara uymak kaydıyla, rekabet sizi yukarı çeker, hayatta tutar ve geliştirir. Başkalarını da yukarı çekebilmek için elimden geleni yapıyorum ve yapacağım. 🙂

Şimdi de Biraz Kişisel Sorular;

Genel olarak sinirli bir insan mısınız? Tahammül sınırlarınızı zorlayan bir anınızı bizimle paylaşabilir misiniz?

Tahammül sınırlarımı zorlayan anlarda hemen tepki vermem; olup biteni yazarak düşünür, genellikle tepkilerimi 24 saat sonra veririm. Sanırım bu, babamdan öğrendiğim bir şey. Duygularını kontrol edebilen, soğukkanlı biriyim. Bana “Norveçli” diyorlar. Duygusal tepkiler vermem; mantıklı ve sakin bir yapım vardır.

Çalışma arkadaşlarınıza buradan seslenseniz ne söylemek isterdiniz?

Takım olarak, ekip ruhuyla biz kazanacağız ve kazanırken eğleneceğiz. 🙂 Hep böyle yaptık. Devam! 🙂

Asla yapmam dediğiniz şey nedir?

İşler kötü giderken pes etmem, umudumu asla kaybetmem; istediklerimi elde etmek için çalışmayı bırakmam. Biraz inatçıyım galiba. 🙂 

Hayatınızdaki zorlu dönemleri nasıl atlatıyorsunuz?

Çalışmaya devam ederim; zorlukların motivasyonumu bozmasına, konsantrasyonumu dağıtmasına izin vermem. İşlerime aynı şekilde, hatta biraz daha artırılmış tempoyla devam ederim. Asla moral bozmak yok…

“En sevdiğim özelliğim; kolay pes etmem, iş seçmem ve samimiyete inanırım.”

Sizi en çok yoran insan profili?

Çözüm odaklı olmayanlar, her şeyin negatifini, olumsuzluğunu görüp hareket kabiliyetini kilitlemeye çalışanlar. Çözüm için hareket etmek lazım.

Mutluluğun tanımı nedir sizce? 

Bence mutluluk, her şeyden önce mutlu olmayı seçmektir. Elinizdekilerle mutlu olmayı da seçebilirsiniz, mutsuz olmayı da. Ben, mümkünse, hep mutlu olmayı seçerim. Tabii, her şeyin başı sağlık ve sevdiklerinle birlikte olmaktır. Bunlar olduktan sonra, üzerine mutluluğu inşa etmek bana çok kolay geliyor.

Çocukluğunuza dair en çok neyi özlüyorsunuz?

Ailenin en küçüğü olma kozunu kullanarak her türlü muzurluğu ve yaramazlığı yapıp sonra ablama, abime, anneme ve babama gülmeyi ve onları güldürmeyi çok severdim. Çocukluk neşesi bambaşka bir şey; elimden geldiğince bunu sürdürmeye çalışıyorum.

Yorumlar