Röportajlar

BAUSCH + LOMB’UN GLOBAL VİZYONUNA BÖLGESEL DEĞERLERLE YÖN VERENLER: ECZ. AYDAN KARATAŞ

Göz sağlığının küresel öncülerinden Bausch + Lomb’un Türkiye ilaç yapılanmasını yöneten deneyimli bir liderle ilham verici kariyer yolculuğunu ve şirketin vizyonunu konuştuk. Türkiye, Ukrayna ve CIS bölgesinden sorumlu Genel Müdür Ecz. Aydan Karataş, hem sektöre dair görüşlerini hem de hayata bakışını BusinessMED’e samimi bir dille anlattı.

Bausch + Lomb Türkiye’ nin pazardaki konumu hakkında bilgi verir misiniz?  

Bausch + Lomb Türkiye ofisi, 1992 yılında kurulmuş olup, 2014 yılından bu yana yalnızca Türkiye operasyonlarını değil, aynı zamanda küresel ölçekte önemli bir yönetim merkezini de bünyesinde barındırmaktadır. Bugün, Bausch + Lomb Türkiye çatısı altında 118 kişilik güçlü bir ekip görev yapmaktadır. Bu kadronun 23 üyesi, uluslararası düzeyde aktif roller üstlenerek global operasyonlara doğrudan katkı sağlamaktadır. Merkez ofisimizden yönetilen 75 ülke, dünya coğrafyasının yaklaşık %70’ini ve dünya nüfusunun %60’ını kapsamaktadır. Bu kapsam ve etki alanı, Türkiye’nin Bausch + Lomb global yapısı içerisindeki stratejik önemini açıkça ortaya koymaktadır. Türkiye ofisi olarak, hem bölgesel hem de küresel başarılarımıza katkı sunmaktan gurur duyuyor; yenilikçi vizyonumuzla daha geniş bir coğrafyada sağlık ve yaşam kalitesine değer katmaya devam ediyoruz.

Yöneticisi olduğunuz iş biriminin sorumluluğu hangi terapötik alanları kapsıyor? 

Göz sağlığına özel geliştirilmiş spesifik moleküllerimizle, oftalmoloji alanındaki pek çok hastalığın tedavisine yönelik çözümler sunuyoruz. Ürün portföyümüzde; reçeteli ilaçlarımızın yanı sıra tıbbi cihaz statüsündeki yenilikçi ürünlerimiz ve göz sağlığını desteklemeye yönelik gıda takviyeleri yer almaktadır. Bu alanda tanınan ve güvenilen markalarımızdan Ocuvite Complete ve Ocuvite Max, bilimsel temelli formülasyonlarıyla görme yetisinin korunmasına katkı sağlamaktadır. Görme kalitesini artırmaya, göz hastalıklarının tedavisini desteklemeye ve yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik bütüncül çözümler sunarak, oftalmoloji alanında hastaların ve sağlık profesyonellerinin yanında olmaya devam ediyoruz.

Bausch + Lomb Türkiye’ nin ilaç alanındaki vizyonu hakkında neler söylemek istersiniz ?

Bausch + Lomb, doğumdan yaşamın her evresine kadar, milyonlarca insanın görme yetisini korumayı ve geliştirmeyi misyon edinmiş; dünyanın en köklü, saygın ve çok tanınan sağlık markalarından biridir. Göz sağlığı alanında geniş ve kapsamlı ürün yelpazesini sunarak, global ölçekte yaşam kalitesine katkı sağlamaktadır. Bizler görmenin yalnızca bir fiziksel yeti değil, aynı zamanda derin bir duygusal değer taşıdığına inanıyoruz. Çünkü hayatın anlamını; renkleri, yüz ifadelerini, sevdiklerimizin gülümsemesini, doğanın inceliklerini fark etmemizi sağlayan şey, görme duyumuzdur. Bu nedenle yürüttüğümüz her proje, geliştirdiğimiz her ürün ve sunduğumuz her çözüm, yalnızca göze değil, insan yaşamına dokunan bir bakış açısıyla tasarlanıyor. Göz sağlığına değer katarken, aynı zamanda insanların dünyaya bakışını güzelleştirmeye devam ediyoruz.

Derneklerle iş birliklerine imza atıyor musunuz, varsa örnekler verir misiniz?

Türk Oftalmoloji Derneği ile uzun yıllardır devam eden güçlü bir bilimsel iş birliğimiz bulunuyor. Dernek bünyesinde düzenlenen kongre ve sempozyumlara katkı sunarak, oftalmoloji alanındaki güncel gelişmeleri destekliyor ve bilimsel paylaşımlara katkıda bulunuyoruz.

Eczacılar ilaç sektöründe hangi pozisyonlarda görev alıyorlar?

Bausch+Lomb Türkiye’de ofisimizde benim de aralarında bulunduğum toplam 6 eczacı; ruhsatlandırma, pazarlama ve farmakovijilans gibi kritik alanlarda görev yapmaktadır. Bununla beraber Eczacılar, medikal, pazar araştırması, AR-GE, üretim ve satış gibi farklı departmanlarda da aktif rol alabilirler. Eczacılık eğitimi, sadece eczane pratiğiyle sınırlı kalmayıp, ilaç sektörünün farklı disiplinlerinde uzmanlaşabilecek geniş bir donanım kazandırmaktadır. Bu sayede, eczacılar sektörün birçok farklı alanında etkin ve değerli katkılar sunabilmektedir.

İzniniz olursa birkaç da özel sorumuz olacak;

Bize başarıyı tarifler misiniz? İş ve sosyal yaşamdaki başarının sırları nelerdir?

Bulunduğunuz ortamda en parlak zekaya sahip olabilirsiniz; ancak azim ve çalışma olmadan gerçek başarıya ulaşmak oldukça zordur. Hayatın içinde pek çok mutluluk anı vardır, fakat benim en çok sevdiğim, uzun süre üzerinde titizlikle çalıştığımız bir projenin başarıyla tamamlanmasının ardından, yorgunlukla birlikte hissettiğiniz o tarifsiz mutluluktur. Her yeni projeye başlamadan önce, sonunda yaşayacağımız başarıyı ve getireceği keyifli yorgunluğu hayal ederim. Çünkü başarı, sadece hayal edilen değil, aynı zamanda büyük bir özlem ve emekle arzulanan sonuca ulaşmaktır.

Sizin için olmazsa olmaz nedir?

Ahlak, her alanda olmazsa olmaz temel bir değerdir. Ahlak yoksa, yapılan iş ne kadar başarılı görünürse görünsün, sürdürülebilirliği ve kalitesi sağlanamaz. Aynı zamanda vefaya da büyük önem veririm. Hayatımızda, seçimlerimizi yaparken çevremizdeki insanların vefalı olmasına dikkat etmek çok kıymetlidir.

Geldik “en’li” sorularımıza;

Sizi en çok yoran insan profili?

Kariyerim boyunca çok çeşitli insan profilleriyle çalışma fırsatı buldum. Karşımızdaki kişiyi iyi analiz edip, ona uygun iletişim ve yaklaşım sergilediğimizde, birçok kişiyle uyum içinde çalışabilmeyi başardım. Elbette, bazı zorluklar da yaşadım; özellikle dağınık, tutarsız ve öngörülemeyen davranışlar sergileyen kişilerle uyum sağlamak benim için oldukça güç oldu.

En son okuduğunuz kitap ve sizde bıraktığı iz?

Ayfer Tunç’un “Bir Deliler Evinin Yalan Yanlış Anlatılan Kısa Tarihi” adlı eserini okuyorum. Roman, tüm kahramanların birbirine ustaca bağlanması ve olayların sürükleyici temposuyla adeta soluksuz okunuyor. Bence gerçekten muhteşem bir roman. Daha önce de aynı yazarın, bir döneme odaklanan “Osman” adlı romanını büyük bir keyifle okumuştum. Hatta bu roman sayesinde “Silüetler” ve “Mavi Işıklar” gibi müzik gruplarını tanıma fırsatım olmuştu.

En çok gitmekten keyif aldığınız şehir veya ülke? Size hissettirdikleri?

İtalya’nın pek çok şehrinde kendimi mutlu, rahat ve huzurlu hissederim. Aslında Akdeniz’e kıyısı olan tüm ülkelerde benzer bir duyguyu yaşarım. Keyifle içilen bir kahve, rahat ve mutlu insanlar, güzel yemekler, sıcacık bir güneş benim için ideal.

En son izlediğiniz film veya gösteri?

Bir Peyk müzikali olan Hamiyet’i izledim. Grubun solisti bir kent ozanı olan İrfan Alış’ı geçtiğimiz yıl kasım ayında kaybettik ve bu özel gösterim, onun anısına son kez sahnelendi. Finalde, salondaki neredeyse herkes ağlıyordu. O gün orada bulunan binlerce kişiyle beraber, çok özel bir gün yaşadık.

En son ne zaman güldünüz?

Güler yüzlü biriyim ve gülmenin insan sağlığı için ne kadar değerli olduğunu biliyorum. Çok keyifli ve uyumlu bir ekibim var. Geçtiğimiz günlerde düzenlediğimiz dönem toplantısında birlikte bol bol kahkaha attık.

En büyük zaafınız?

Hayvanlara, özellikle de sokak hayvanlarına karşı derin bir sevgi besliyorum. Onların başlarını okşayıp, karınlarını doyurmak varken; ne yazık ki kimi zaman acımasızca zarar görmelerine tanık olmak benim için dayanılmaz bir üzüntü kaynağı.

Ecz. Aydan Karataş Kimdir?

Marmara Üniversitesi Eczacılık Fakültesi mezunuyum. Eczacılığı seçmemde kimyaya duyduğum ilgi ve babamın yönlendirmesi önemli rol oynadı. Geriye dönüp baktığımda, bu tercihin benim için ne kadar doğru olduğunu bir kez daha görüyorum. Kariyerim boyunca eczacı kimliğimi daima gururla taşıdım. Eczacılık eğitimi, yalnızca eczanede çalışmaya değil; ilaç sektörünün birçok farklı alanında görev alabilecek donanımı sağlıyor. Bu çok yönlülük, bana da çeşitli pozisyonlarda çalışma fırsatı sundu. Eğitimimin sektördeki gelişimime ciddi katkı sağladığını söyleyebilirim. Henüz 20 yaşındayken Pharmacia İlaç firmasında işe başladım. O dönemde tıbbi tanıtım temsilcisi olarak görev alıyordum. Zamanla ürün müdürlüğü, pazarlama müdürlüğü ve iş birimi müdürlüğü gibi farklı görevler üstlendim. İşimi hep büyük bir tutkuyla yaptım. Bir insanın yaptığı işten keyif alması, bence başarının anahtarıdır. Pharmacia, Pfizer tarafından satın alındıktan sonra kariyerime Pfizer bünyesinde bölüm müdürü olarak devam ettim. Daha sonra Abdi İbrahim’de, Allergan ve Bausch + Lomb markalarından sorumlu bölüm müdürlüğü ve satış-pazarlama direktörlüğü görevlerini üstlendim. Şu anda Bausch + Lomb firmasında, Türkiye, İsrail, Ukrayna ve Baltık ülkelerini kapsayan bölgede İlaç Bölümü Genel Müdürü olarak çalışıyorum.

Bausch +Lomb Türkiye

Kuruluş: Firmamız, 1853 yılında kurulmuş olup, iki asra yaklaşan köklü geçmişiyle sektöründe öncü konumda yer almaktadır. Kuruluşundan bu yana yalnızca yenilikçi ürünlerle değil, aynı zamanda dünya çapında ses getiren katkılarıyla da öne çıkmıştır. Tarihimiz boyunca gerçekleştirdiğimiz pek çok yenilikçi ürün lansmanının yanı sıra, sinema sektörüne kazandırdığımız CinemaScope lensleriyle Oscar ödülüne layık görülmemiz, gurur verici başarılarımızdan biridir. Ayrıca geliştirdiğimiz Süper Baltar lensleri, Ay yüzeyinin ilk kez görüntülenmesinde kullanılarak insanlık tarihine damga vuran bir gelişmede doğrudan rol oynamıştır.

Genel Merkez: Bausch + Lomb’un merkezi Vaughan, Ontario’da olup, şirket ofisleri Bridgewater, New Jersey’dedir.

Uluslararası faaliyetler: 13.500’ü aşkın çalışanıyla, 100’den fazla ülkede faaliyet gösteren şirketimiz; göz sağlığı alanında geniş bir küresel etkiye sahiptir. Yaklaşık 400 ürünü kapsayan zengin portföyümüzde; kontakt lensler ve bakım ürünleri, göz hastalıkları tedavilerine yönelik ilaçlar, suni gözyaşları, mikronütrisyon ağırlıklı tüketici sağlığı ürünleri; cerrahi biriminde ise göz içi lenslerden cerrahi cihazlara kadar uzanan geniş bir ürün portföyü yer almaktadır.

Yorumlar